22 Nisan 2009 Çarşamba

I. Kılıç Arslan

Türkiye Selçuklu Devletinin kurucusu Kutalmışoğlu Süleymân Şâhın oğlu ve ikinci
Türkiye Selçuklu sultanı. Doğum târihi ve yeri kesin bilinmemektedir. Babası
Süleymân Şahın (1077-1086) 1086 senesinde Suriye seferinde Melik Tutuş’a
yenilmesiyle, Antakya’da bulunan Kılıç Arslan, Büyük Selçuklu Devleti
(1038-1194) Sultanı Melikşah'ın (1072-1092) emriyle Isfahan’a gönderildi.
Isfahan sarayında Selçuklu hükümdârının nezâretinde iyi bir eğitim ve öğretim
görerek, Türk-İslâm terbiyesiyle yetiştirildi.



Büyük Selçuklu Sultanı Melikşâh’ın 1092’de vefâtıyla Anadolu’ya dönen Birinci
Kılıç Arslan; 1086’dan beri devâm eden Anadolu Selçuklu Devletindeki fetret
devrine son verip, İznik tahtına sâhip oldu. İznik şehrini îmâr ettirip,
savunmasını güçlendirdi. Bizans İmparatorluğu (395-1453) saldırılarına karşı
beylerbeylik unvânıyla İlhan Muhammed’i vazîfelendirdi. İznik saldırıları
bertaraf edilerek, Balıkesir ve Kapıdağ bölgelerinden Bizanslılar atıldı. Kılıç
Arslan, Iskân siyâseti tâkip ederek, Anadolu’nun Türkleşip İslâmlaşması için
doğudan Türk-İslâm âileleri getirtip, Batı Anadolu’ya yerleştirdi. İslâm
âlimleri, ilim adamları, sanatkârlar ve değerli kumandanlar Türkiye Selçuklu
Sultânının himâyesinde çalışmalara başlayıp kıymetli eserler meydana getirdiler.
Kılıç Arslan’ın halka karşı güzel davranışları askerî ve îmâr faaliyetleri
Bizans İmparatorluğunu rahatsız ediyordu. Bizanslılar Türk beylerine karşı
târihî entrikalarını faaliyete geçirip İzmir havâlisinin hâkimi, meşhur Türk
denizcisi Çaka Bey ile Kılıç Arslan’ın arasını açmaya çalıştılar. Bu sırada
Kılıç Arslan, fetret devrinde Türkiye Selçuklu Devletinden ayrılan şehirleri
tekrar bir bayrak altında toplayıp, birlik kurmak için harekete geçmişti. 1096
senesinde Malatya şehrini kuşattı. Malatya Kalesi düşmek üzereyken, Haçlı
ordusunun batıdan Türkiye topraklarına girdiği öğrenilince, kuşatma kaldırıldı.
Süratle, İzmit'e doğru harekete geçen Türk ordusu Haçlıları karşılamaya yöneldi.
(Bkz. Haçlı Seferleri)



Müslüman-Hıristiyan ayırt etmeksizin büyük katliâm yapan Haçlı ordusunun
sayısının çok fazla olması yüzünden, Kılıç Arslan Türk mücâhidlerinin ağır
kayıplar vermesine râzı olmadı ve geri çekilerek yıpratma savaşı uyguladı.
Kayseri ve Toroslar üzerinden Kudüs’e doğru yol alan Haçlı ordusu, Kılıç
Arslan’ın ve kumandanlarının yıpratma savaşları netîcesinde, 600.000’den
100.000’e düştü. 40.000 kişiyle Kudüs’e ulaşan Haçlılar, Antakya, Urfa ve
Kudüs’te Hıristiyan idâreler kurdular.



Haçlı saldırıları sonucu, Türkiye Selçuklu Devletinin başşehri İznik’ten
Konya’ya taşındı (1097). Batı Anadolu tekrar Bizanslıların hâkimiyetine geçti.
Kılıç Arslan, Haçlıların saldırılarını durdurmak için uğraşırken, yerlerinden
ayrılan Türkleri iskâna çalıştı. 1106 senesinde Malatya’yı Danişmendlilerden
aldı. Harran ve Meyyâfârikîn’i zaptedip, Diyarbakır’ı tâbiiyetine geçirdi. Musul
civârına hâkim oldu. Büyük Selçukluların Musul Emiri Çavlı, Artukoğlu İlgâzi ve
Sûriye Melîki Rıdvan ile 1107 senesi Temmuz ayında Habur Irmağı kıyısında
yaptığı savaşı kaybetti. Yaralı olarak Habur Irmağını geçerken boğularak şehid
oldu.



Türkiye Selçuklu Devletinin buhranlı devrelerinde hükümdâr olan Birinci Kılıç
Arslan, teşkilâtçı bir devlet adamıydı. Üstün kumandanlık kâbiliyetine sâhip,
hayâtı mücâdele içinde geçen büyük bir kahraman ve gâzidir. Mutaassıp Haçlı
ordusuna ağır kayıplar verdirerek, Türklerin, Anadolu topraklarından
atılamayacağını ispat etti. Çok hayır işleyip, ahâlinin sevgisini kazandı.
Hıristiyan halka da adâlet ve şefkâtle davrandı. Bu yüzden vefâtı Hıristiyan
halk için de mâtem oldu.



Kılıç Arslan’ın Anadolu’ya gelişi nasıl Türkler arasında bir bayram havası
estirmişse, destan olan hayâtından sonra genç yaşta ölümü de o derece mâteme
sebep olmuştur. Kılıç Arslan, on beş senelik saltanat devresinde çok büyük
hâdiselerle karşılaşmış, Haçlı seferleri ve Bizans karşısında varlığı tehlikeye
düşen Anadolu, Türklüğün bu yeni vatanında yaşamasına vesîle olmak kudretini
göstermiştir.

0 yorum:

Yorum Gönder